1 Ağustos 2014 Cuma

yine yeni yeniden

         "Abbblaaaaammmm" 
        Biliyorum bunu benden duymaya alışık değilsin ya da herhangi birinden. Zaten bunu da kimse onun gibi söyleyemez, tonlama meselesi. Ben özendiğimden değil de sadece böyle hissettiğimden kocaman bir ablam çektim bugün sana zılgıt çeker gibi(gerçi onu daha görmedin ama yakındır). Az önce farkettim ki kendi aramızda bir aile oluşturup seni de evin küçük kızı ilan etmişiz. Gelen mesajlarda, konuşmalarda, ses kayıtlarında, fotoğraflarda, anılarda hatırladığım yegane şey "ya yeriiim ben onuuu" ruh hali olmuş. Daha 5 dk önce bize Ayvalık'tan dalga sesleriyle hatırlattın kendini. Böyle aklıma gelip tebessüm ettirdiğin anda da kalkıp oturdum bilgisayarın başına. Bundan sonra söyleyeceklerim için sorumluluk almadığım gibi okurken kendinden geçmeden önce uyarmam gerektiğini vurgulamak isterim. Yeterince garantici bir girizgah yaptıysam asıl konuya girebilirim sanırım:)
        Eveeet Zeynep Hanııım seninle bu yıl tanıştık ve iyi ki de tanışmışız ha ne dersin. İlk göz göze geldiğimiz anın ben uyuyorken olması sence de manidar değil mi? Bence Cansu'yla beni o an sevmiş olman gerekir. Çünkü uyku senin için her şeydir. Biz sana uyuyan güzel desek de sen yine de bu sıfatı çok sevme derim. Üstüne yapışacak ve bir an o kadar manasız bir yerde uyuyacaksın diye o kadar çok korkuyorum ki. Benim için diyorsan hiç problem değil biliyorsun ki masamın sağ köşesini bile sana tahsis ettim. İnsanlar uyumak için kaz tüyü yastıklar, ortopedik yataklar ararken senin "her zaman her yerde uykuu" sloganın ve bunu bilfiil yapıyor olman kesinlikle muazzam bir şey. Her insana nasip olmayacak rahatlığı kendin oluşturup sonra mışıl mışıl uyuduğun her zeminde, elimde telefon, fotoğrafını çekmek için bekliyor olacağımdan hiç şüphen olmasın. 
        Şimdi okuyanlar uykuda mı arkadaş oldunuz siz nerden bu diyalog diyebilir hemen ona bir açıklık getirelim. Ayık olduğu zamanlarda çok keyifli bir insandır kendisi. Son zamanlarda "hadi" deyip 5 dakikada dışarı çıkabilmeme ayak uyduran ya da markete diye çıkıp küçük bir Bahçeli turu yaptığım nadir insanlardan. Ve her defasında bizi dışarıda yakalayan Narin Teyze'me de kucak dolusu sevgiler:) Odamızın en küçük üyesi olabilir ama bu kocaman kalpli olduğu gerçeğini de değiştirmiyor. Sıkıntılı anlarda, stres altında ondan duyacağınız bir "amaaan" sizi rahatlatabilir. Ama ibreyi kendine çevrince işler değişiyor. Hayatımda onlarca ağlamaya şahit oldum belki ama hiçbiri bu kadar komik değildi. Nil ya da Göksel'in depresyon kıvamı şarkıları eşliğinde ekler pastayı hapır hupur yerken bir anda ağlamaya durmuş bir kız düşünün. Ya o an onu ağlatanı bulup ağzını burnunu kırasınız geliyor gerçekten.(elim belime gitti, refleks işte) Hemen ardından telkinlerinizi dinleyip bir kendine gelişi var ki o da takdire şayan. Ağlaması da kızması da sevinci de heyecanı da yenilesi bir kız işte. Vaktinizi keyifli geçirebileceğiniz insanlardan yani. Ama bunu yapabilmek için onu yatağından, filmlerinden, kitaplarından ve kahveli bardağından ayırmak için ikna edici olmanız lazım. Film kitap demişken zevklerimiz ortak ve söylediğim her şeyin hakkını veren bir izleyici, okuyucu vs. Bu yüzden benim için keyifli yanı daha da fazla. Sanırım biz edebiyatçılar böyleyiz, ha Zeynep ne dersin( o kitapları okutup filmleri izletiyorsun sonra beni tribe sokuyorsun diye içinden söylenme, duyuyorum) 
           Efeeendiim işte böyle. Bizde bi laf vardır. sevgi kaynadı kaynadı taştı diye. İşte bu da kaynama noktalarımdan biriydi. Şimdilik burda virgül koyuyorum zira anlatılası şeyler çok fazla ve ben hiçbirini es geçmek istemiyorum.(bulaşıklar, alışverişler, yürüyüşler, yemek yiyişler, kahve içişler, sayışlar, sövüşler, arûzlar, kalıplar, osmanlıca metinler, derbiler, Aşti'de heyacanlı saatler, metrodaki şiveler, piknikler, geziler ne biliyim işte bize dair şu koskoca yılda yaşanmış her şeyler.. bunların hepsini yer yer hatırlayıp hep beraber gülelim olmaz mı diyeceğim ama sen zaten şu an şen kahkahalarını savuruyorsundur. Aman hiç eksilmesin yüzünden o gülüşler çünkü gözler bir yana sana en çok onlar yakışıyor. Ha bu arada Melis Birkan'da kimmiş pööff

                                          
                                                               ZEYNEP Bİ' SUS YA!!


                Hadi kaçtım ben ama senin gibi gittim deyip yüz kere odaya döndüğün gibi değil bildiğin kaçtım:))
             
                Kocaman öpüyorr... Vazgeçtim dur öpmüyorum bak yine aklıma geldi-_-
                Ben gidiyorum ya!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder