30 Aralık 2018 Pazar

Vay Efendim Kimler Gelmiş - Hoş gel 2019-


  
Sonsuza kadar mutlu yaşadılar diyen her kimse bir kere olsun haklı çıkmış olamaz mı? 
----------------------------------------------------

            Eskiyen şeyleri elden çıkarırken hep bir bahane buluruz, hiç fark ettiniz mi? Sayabileceğim onca örnek var ama hiçbirinin sonu birbirinden farklı değil. Güle oynaya gönderdiğinizin ardından bile bir "ama, zaten, neyse bakalım"lı cümleler gelir. E hal böyleyken koca yıl gidiyor, sızlanmaların olması doğal. 
          Normal şartlar altında bakkala gidenin ardından su dökeriz tez gitsin gelsin diye. Ama söz konusu eski yıl olunca tövbeler olsun kapı dışarı etmediğimiz kaldı. İyi de sadece 365 gün 6 saat önce bu yıl için methiyeler düzmüyor muyduk? Vay efendim kimler gelmiş diye eksi bilmem kaçta, karşılamak için sokaklara dökülmedik mi? E noldu da bir yılda birbirimizin yüzüne bakamayacak hale geldik? Bu ne tahammülsüzlük!
               Kabul edelim arkadaşlar ülkece bir sıkıntımız var. Kamyon arkası sözleri gibi yaşıyoruz. " Giden gitmiştir, gittiği gün bitmiştir!" Yok canım! O işler öyle olmuyor maalesef. Geçmişte ne yaşadıysan beraberinde taşıyorsun. "Geçmişe sünger çektim" işe yaramayan bir klişe. Sünger bile çektiğini içinde saklıyor sen daha neyin savaşını veriyorsun. 
                Haydi gelin bu yıl farklı bir şey yapalım. Zamana hükmedemeyişimizin hazımsızlığını geçmişe yüklemek kolay. Ama geçmişle birlikte geleceğe söz vermek zor olan. Yok ablacım ben olduğum yerde, kendi hayatımda figüran olmaya devam edeceğim diyorsan burada ayrılalım seninle. Sana mutlu yıllar! 
                   Devam edecek okuyucularımız, kemerlerinizi bağlayın uçuşa geçiyoruz:)
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
  • Kabul edelim hiçbirimiz başkalarının zannetiği kişiler değiliz. İnsanın ışığı sonradan yanar. Tanıdıkça. İlk başta gördüğümüz basit bir gölge oyunu. Bu yıl kendinizi tanıyın. Ama gerçekten "kendiniz" kendinizi tanıyın. 

  • İçimizde fazla sevgi duygusu var ama bize hep başkaları tarafından sevilmemiz gerektiği öğretildi. Yalan! Sevmek mübalağa sanatı demiş ya şair, sen de öyle yap. Abart! Zaten başımıza ne geliyorsa sevginin önüne geçen o zihniyetten geliyor.

  • Gözünü tavana dikip gözyaşı akmasın diye bekleyen çocuklarız biz. Ha desek sele vereceğiz ülkeyi. O yüzden yardımlaşmamız şart! Birilerinin hayatına dokunmalıyız. Kendinde o gücü buluyorsan diğer hayatlara koş. Birinin yüzündeki tebessümün sebebi ol bu yıl. Bak ağlatan sebze var ama güldüren yok. Gülmek zor iş hele güldürmek... 

  • Adalet bu dünyanın çivisi. Kim azıcık yerinden oynatsa dünyada kıyamet kopuyor. O yüzden bu duyguya sahip çıkalım. Öyle yetiştirelim çocuklarımızı. İnanın yaptığı netlerden, aldığı notlardan daha önemli bu.

  • İki tivit okuyarak dünyaya ahkam kesen bir zihniyet var karşımızda. Kendi halkına yabancı aydın dolu etraf. Bu yıl sesleri az çıksın onların, lütfen. Bunun için de sen, canım kardeşim okumalısın! Birilerinin ağzıyla değil kendi yüreğinle konuşmalısın.

  • Kimseye haddinden fazla değer verme. Asla yapmaz deme çünkü tam da öyle dediklerin canını acıtacak. O yüzden hata payı bırak.Kırılmaz değilsin sen de üzülebilirsin. Her şey yolunda gidecek diye bir kaide yok. Bırak yokuşlarda nefeslenmeyi de öğretsin sana hayat.

  •  Kendi içinde de çelişebilirsin. Keşkelerle başedemeyeceksin. Olmaz şeylere ümitleneceksin. Hiç olmadık yerde güleceksin belki. Bilemezsin. Yeni yılın sana ne getireceğini, neler götüreceğini asla kestiremezsin. Olduğu gibi yaşa. Geleni adapte et hayatına. Kibirli olma. Beklentini düşür ki mutlu ol. Ama sev, Çok sev. Sen değerlisin, sakın değerini başkasının gözünde arama.
  • Ha bir de büyük büyük laflar etme. Sonra hayat sana hepsini ekmek arası yediriyor. 

  • Şu hayatta bir işe yara. Tarlaya ekip büyütmediler seni, salatalıktan bir farkın olsun. Çalış, çabala. Bu yıl başarmanın hazzını mutlaka yaşamalısın, unutma.

  • Bizim mahallede her deliye bir takke dikmeye kalksan bedestende bez kalmaz. O yüzden hoş görülü ol. Gül geç bazı şeylere. Her söyleneni ciddiye alırsan huzursuz, huysuz, suratsız birine dönüşürsün.
  • İnsanlar çatı kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kaldılar. Sen bu yıl ördüğün duvarları yık e mi. Güzel insanları al hayatına. Konuş onlarla. Ama gözünü seviyim konuşmana tuş sesleri eşlik etmesin.,

  • Şarkı söyle bu yıl. Durduk yere aç müziğin sesini kalk ve şarkını söyle! Çaktırmayın karizma karizma dolaşıyoruz da aslında milletçe nağmeli insanlarız.
  • Geçen yıl yapmadığın bir şey olsun bu yıl hayatında. Pes etmek yok ama. Hedef zinciri demişti bir arkadaşım, bir hedefin olsun ve sımsıkı tutun ona. Tuzluk gibi dur diye gönderilmedin, unutma.


Efendiiim maddelerin sayısı bitmez. E insan bu, istekleri hiç tükenmez. 
Bu yıl ne gelirse, gönderenin hatrına başım gözüm üstüne diyoruz. 
Madem bir temenni yazısıydı yazdığımız. Çok içten bir dua ile bitirelim.
Bu dua sevdiklerinizden ve sizden hiç eksik olmasın.
Mutlu Yıllar!

 Arkadaşım, hayat bu. Daha ne olsun?

  Ama en önce ve illa ki sağlık olsun! **




12 Aralık 2018 Çarşamba

Bu Düş Yarım Kalmasın

Pembe tadında hayatlar olur mu bilmem. Ama birinin yüzündeki tebessümün sebebi sizseniz eğer, dokunmuşsanız birilerinin hayatına pembe tadında baharlar gelir oraya, işte ondan eminim.


Bugün toplaştık, mevsime inat minicik kalplere bahar getirelim diye seher vakti yola düştük. Minicik bir köy okulu durağımız, bir o kadar da minik öğrencileri.
Onlar daha okula gelmeden girdik içeri.
Birleştirilmiş sınıf, mini mini birlerle çalışkan dörtler aynı odada.
Kenarda çıtır çıtır yanan bir soba,
Köşede mütevazi bir Atatürk panosu.
Samimi, gerçek!
Dört bir yandan işe koyulduk.
Her şey hazır, kapıda afacanların sesleri duyulmaya başladı bile.
Kapı yavaşça açıldıı, Barış Abi’nin sesi yankılanıyor sınıfta
Vee o an!!!

Dünyanın en güzel şeyi birini güldürebilmek! Hele ki bu bir çocuksa inanıyorsun, işe yaradığını iliklerine kadar hissediyorsun.
Ve o an bir dua geçiyor içinden
“Bu düş yarım kalmasın”
~~~~~~~~~
Şehrin göbeğinde imkanın içinde kaybolan onlarca hayatın yanında, yokluğun kendine has bir heybetine şahit oldum bugün.
Okul koridorlarında “aman psikolojisi bozulur” diye korktuğumuz porselen bebekler ya da “aman oğlum ezdirme kendini” sloganıyla okula gönderdiğimiz, kanatlarından şiş öğrencilerimize de aşinayız hepimiz.
Ama işe yaradığını hissettiğinde inanın onların insanlığı büyüyor, egoları değil.
Bugün anladık ki, 
İnsanın karakterine yatırım yapmak en büyük servet.
Birinin elinden tutmayı, insanlara iyi gelen tarafta yer almayı öğretirsek bütün bunalımlar “puff” diye yok oluveriyor. 
Başta çekingen dursalar da sonradan karışıyorlar o neşenin arasına. 
Gülmek bulaşıcı zaten tıpki iyilik gibi
Ne mutlu bizim çocuklara hepsi bugün bir dolu cana, can oldular.
Çocukluklarına ait neşeli bir anı bıraktılar.
Onlar bugünü unutmayacaklar, bizimkiler de o ânda hissettiklerini.
Bugün kendi dünyalarına büyük gelen kavgalarından zaferle çıktı onlar. 
Ha bir de!Gönlü güzel bir sürü öğretmenim var benim, @fatmaaksakal onlardan biri. Ardından bir sürü güzel öğrencim. ilk can suyunu verenler onlar
İyi ki varlar.
İşteee bizim hikayemiz böyle.
Bir düş kurduk bugün Konya’nın bir köyünde, bir göz odada bir düş kurduk.
Bu düş yarım kalırsa yazık olur.

Bu düş yarım kalmasın🎈🎈