23 Ağustos 2014 Cumartesi

Kahramanım Ol

        Romantik bir neslin çocuğu olarak sahnede yerimizi almamızla başladı her şey. Canım ülkem de her an yepyeni şeyler olurken bizler yetişemediğimiz yerde bir yetişen aradık. Eksik yanlarımızı farkettik önce. Sonra onları bertaraf eden birilerine sığındık. Kahramanlar bulduk kendimize. Daha minnacıkken masum birer kahramanlarımız vardı hepimizin. Büyülenmiş gibi çizgi film izlerken, hep o kahramanlarla büyüttük kendimizi, hayallerimizi. Ele avuca sığmayan çocuk bile idolü olduğundan sakince oturup izledi onları. Erkek çocukları daha deli doluydu. Büyüdükçe "güç bende artık" sloganını felsefeleştirselerde izlenilen hep aynıydı. Daha sakin olanımız, içine kapanığımız bile bir şeyler buldu kendinden. Özdeşleştirdiğimiz kahramanlarımız hayallerimizde can bulurdru yeniden. Kötülere düşman iyilere dost diyebileceğimiz onlarca süper kahramanı vardı hepimizin. Bazen sempatik kötü kahramanlara da göz kırpmadık değil. Büyüdükçe bazılarımız kucak açtı onlara ama bizler yine de o kahramanlarla büyüdük işte. 
        Büyüdükçe değişti bazı şeyler önce,kademe kademe olarak ,kahramanların ismi değişti. Kızların hep babaları oldu kahraman erkeklerin de süper güçlü oldığuna inandığı anneleri. Yer değişti bazen ama anne-baba değişmeyen kahramanlar oldu hep. Hala gücünden bir şey kaybetmemiş ardımızca duran kahramanlar. Sonra büyümeye devam ettik biz. Yepyeni dünyalar keşfettik, her keşifte yepyeni insanları aldık yanımıza. Yepyeni olaylar yaşadık birlikte. Böylece kahraman tanım aralığımız genişledi. 24 saat bayrak için, vatan için nöbet bekleyen, dağda ovada çakallarla uğraşıp, o bayrak için can veren nice kahramanlar tanıdı bu millet. Şanlı tarihinden süregelen bir geleneği devam ettiren, ecdadın yüzünü yere eğmeyen binlerce yiğidi bağrına bastı. Kahraman dedikçe akla onlarca şey gelmeye başladı sonra ücra bir köşede öğretme aşkıyla yanan bir öğretmen kahraman oldu önce. Kanser öğrencisi için saçını kazıtan bir öğretmen tanıdık mesela. Ve binlerce koca yürek yine binlerce minik yüreği heyecanlandırdı okul sıralarında. Mekan sınırlamasını kaldırdığında bi onlarcası daha bağırdı bizde burdayız diye. Ülkenin her bir köşesinde adı bilinmeyen onlarca kahraman öğretmenler tanıdık bu sayede. Sonra doktorlar geldi akla. Yaraları saran, ağız tadını sağlayan nice şifalı doktorlar geldi,  ama önce gülümseyen doktorlar. Sonra bir hastaya şefkatle su veren hemşire, kimsesizler yurdundaki sevgi dolu çalışanlar, huzurevlerindeki sabırlı insanlar, günaydınla hayatları değişten koca koca adamlar, fakiri gözeten zenginler, canla başla evladın peşinde koşturan anneler, doğum sancısıyla başbaşa kalmış, 9 ay gel de gözümün nuru ol diye beklemiş o eli öpülesi anneler, bir de babalar. Evin direği, kaç parçaya bölünmüş bütün ailenin yükü omzunda, helal lokma peşinde yüreği yufka görünüşü dağ gibi koskoca yürekli babalar. Ahh o babalar! Yerin binlerce metre altında kömür karadı elleriyle tertemiz babalar, orda can veren kahraman babalar! 100 gün oldu bugün. 100 gündür evde bekeleyenin değil hepimizin ciğerini yakan babalar! Bu yılın en kahramanı aslında onlar..
      Acıyla yoğrulduğumuzdan mı bilmem bir anda açıldı dimağın kilidi. Kahramanlar listesinin ardı arkası kesilmedi. Mühendisler geldi akla ama Gölcükteki, vandaki gibi değil. Kumdan evlerde yiten canları kurtarmak için gelen yardımseverlere kahraman denir onlara değil. En acı zamanlarda imdada yetişene, Betonlar arasındaki  "sesimi duyan var mı" fısıltısına karşılık verene denir. Sonra ne biliyim adaleti sağlayana kahraman denir. Suçsuz bir insanı ipten alana, adaleti geciktermeyip tez verene denir. Ani bir manevrayla onlarca yolcunun canını kurtaran şoföre, İlk yardım yapana, darda kalana koşana denir. Böyle böyle söylerken farkettik ki işin tılsımı meslekte değil. İnsana yararlı olan, insanın değerini bilene kahraman denirmiş. Şu kısacık hayatta olmaz denilen o kadar şeyi yaşadık ki aciz kalındığında tekme yerine el uzatanı benimsedik hep. Kahramanlarımızı onlardan seçtik. Küçük bir çocuk masumiyetinde ve aynı çocuğun teslimiyetiyle sevdik onları. Duygusal bir milletiz biz bakmayın öyle beylik laflara, astık kestik tavırlara. Sevmeyi bu kadar belalaştıran başka bir millet gördünüz mü hayatınızda? Sırf bu yüzden bile aksine inanmak olmaz. Sevmeyi bu kadar seven birinin zor anında, hayatında, hayalinde birilerini kahraman olarak ithaf edip onu yaşatması çokta abes kaçmaz. Çünkü biz en sevdiğimizi kahraman yaptık kendimize. Bu 7 yaşındayken de böyleydi 70inde de. Hala "kahramanıım" diye tonladığımda aklınıza kalbinizin ritmini değiştiren birileri geliyprsa işte bu sevmeden. Sevgiyi bilmesek de, sevmeyi biliyoruz. Adını koyamadığımız duyguların esiri olmuşken bari bırakın kahramanlarınız cesurca dolaşsın. Hayattan bezen bu kadar insan varken hala bırakın güvendiğiniz birileri hep yanınızda kalsın. Çünkü bu uol çok meşakkatli. Tökezlediğinizde birinin belinizden tutmasını istediğiniz gibi düştüğünüzde gözleriniz hadi kalk diyen birilerini arayacaktır. Hala vaktiniz varken bırakın da birileri kahramanınız olsun. izin verin birileri hep hayatınızda olsun. Ya da siz. Birilerinin hayatına değen sihirli eller olmak için hiç geç değil bilesiniz.

NOT: Sevmek, sevdiğini söylemek ota kuşa böceğe dağa taşa ormana ama en özeli insana, sevgisini göstermek en önemli kahramanlık belirtisidir. 
     İlgililere duyurulur... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder