17 Mart 2014 Pazartesi

VATAN BUGÜN SİZDEN RAZI OLACAK

                         

                                                                                           VATAN SİZDEN RAZI OLACAK

       Hayatın en keskin kuralıdır bedel ödemek. Yaptığımız her işin bir sonucu varken ve her biri için ayrı ayrı bedel öderken zaman akıp gider. Hafif ya da ağır, kaldırabileceğimiz şeyler ya da değil, bilemeyiz. Başımıza neyin ne zaman geleceğini bilemeden hareket ederiz, her biri için ayrı ayrı bedeller öderiz. Düşündükçe çok beşeri şeyler gelse de aklımıza, aralarından birinin ağırlığı yüreği ezip geçebiliyor. Siz, onlarca şeyin sonucuna katlanmış olabilirsiniz. Peki hangisi vatan için bedel ödemekle eş değerdi? Hangisinin amacı vatan için can vermekti? Mücadelenin bedelinde kanla yoğrulmuş bir toprak, uğruna feda ettiğin koca bir dünya var mıydı?
           Akla gelen onlarca şey olabilir ama hiçbiri vatan için bedel ödemeye erişemez. Tarihin pek çok sahnesinde yer almış olan bu millet için bedelin en ağır ödendiği yerse şüphesiz Çanakkale'dir. Çanakkale'yi Çanakkale yapansa gelenler değil, karşılayan o eşsiz ecdad ruhudur. Onlar zaten hep geliyorlardı. Malazgirt'ten bu yana ezeli bir uktenin öcünü almak için her an hazırdılar. Bu sefer daha bir hınçla gelmişlerdi. 
           1915 baharında büyük toplar dayanmıştı o güzelim Boğaz'a. Yanlarında sömürge askerler, donanımlı bir orduyla öylece bekliyorlardı. Ama bilinmezdi tabi, karşılarındakilerin donanımı çelikten değil, cesaretten, yapılan her hamlenin gücü maneviyattan. Güç O'ndan, güç cephe gerisindeki ana baba duasından. Öyle bir hissiyat ki bu çeliği eriten, devasa gemileri suya gömen. Öyle bir hissiyat ki yüreğe vurulan zincirleri can havliyle yerle bir eden ve öyle bir vefa ki bu vatan için her şeyden geçilen...
        Gidenin gelmediği bir tarih bu. Cepheye gönderilirken davullu zurnalı tören yapan bir milletin tarihi. Kışlaları baba ocağı bilen bir millet! Anaların evlatlarını kınalayıp gönderdiği yaman bir hasret! O analar ki cephenin ardında sıra dağlar gibi sapasağlam. İmanla yoğrulmuş yüreği aklayıp paklayıp savaşa gönderen pamuk elli anneler... Tek evladını vatana kurban veren bir annenin cömertliğini anlatmada kelimeler aciz kalıyor.. Şahlanan bir halkın o koca yüreğini anlamaksa akla ağır geliyor.
      Destanlara sığmayan sayısız insanın hikayesi bu. İşte böyle bir milletin tarihi Gelibolu. Anlatılanlar bir gençliğin yittiği, ama vatan uğruna bir milletin yeniden filizlendiği tarih. Çanakkale sadece düşmanın alt edildiği yer değil. Çanakkale "gazi millet" ruhunun küllerinden doğduğu tarih. Ne şanlı tarih! 
          Boğaz'a kem gözler zincir vurduğunda "Geldikleri gibi giderler" diyecekti o güzel adam. Çünkü yıllar önce de öyle olmuştu. İmkanın karşısında galip gelen iman olmuştu.
                                                                    -------------------------
               Bir türkünün ezgisindeydi şu sözler "Halimiz şerefli mazi olacak. Nefer şehit, ordu gazi olacak.." Gerçekten de şerefli bir maziyi anmaksa, en güzeli Çanakkale'ydi. Dağın taşın, toprağın, metrekareye düşen binlerce merminin, al sancağın, topun tüfeğin şahit olduğu, cümle alemin duyduğu bir zaferin hikayesiydi. Ve tarih yazanların imzası, tarihi yarım adanın her yerindeydi.
Çünkü Çanakkale aslında Yemen'di, Antep'ti, İzmir'di.
Samsun'du, Bosna'ydı, Karabağ'dı,
 Şam'dı, Halepti Çanakkale!
Kerkük'tü.Musul'du Çanakkale!
Kırım'dı, Uygur'du."
"Bütün bu Çanakkale" bu toprakların hatırladığı en şerefli yurttu!
Yurdu için ölenlere rahmet olsun.
             


                                           ÇANAKKALE BUGÜN TOZ İLE DUMAN