24 Şubat 2019 Pazar

Saatlerin Yürüyüşü

         “Bir saniyenin değerini treni kaçıran birine sor” derler.
Ankara’da okuduğum yıllar sürekli hızlı tren kullandığım için bu sözün derinliğini görebiliyordum. Yerime oturmuş camdan dışarı bakarken, elinde valizlerle koşanları görünce kapatıverirdim gözlerimi. Vedaları zaten sevmem; bir de elini başına koymuş, acıklı bir ifadeyle trenin ardından bakakalan o yolcuları görünce ağlayasım gelirdi. Öyle anlarda Tanpınar’ın romanı hatırlatırdı kendini:
“ Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır.” İşte bu treni kaçıranlar o ayarı iyi yapamamış talihsiz insanlar. 
   Ayar dediğin şey saniyenin peşinde koşmak. O ayarı tutturamayınca da hayat böööyle giden trenin ardından koşturtuyor işte☺️
      Kaçan tren olsun üzmeyin kendinizi de, ya kaçan hayatsa? Onda da bu kadar rahat teselli cümleleri bulabiliyor muyuz? Yoksa hayatın telaşından alışıyor muyuz?

          Hani bir türküde diyor ya “geçen gün ömürdendir” diye. Tam olarak mevzu bu aslında. Fark etmesek de boş zaman çıkarmaya uğraştığımız hayatımızın geçen her ânı ömürden. Filmin sonunda kendini, elini sinene vura vura “tükendiiii naktiiii ömrüüüm dildee sermaye bir âh kaldı gülüüüüm amaaan” diye bulmak istemiyorsan uyan bir zahmet de harekete geç. Geciktirme şu zamanı. Aklındakileri yap. Söylemek istediklerini söyle. Çünkü ne gideni geri getirtebiliyorsun ne geçen zamana hükmedebiliyorsun. Dön bak bir çevrene. Küf kokulu hayallerle dolu. Ha bugün ha yarın derken kalmış gitmiş olduğu yerde. 
            Ertelenmiş hayatların sancısını çekiyoruz. Ama unuttuğumuz bir şey var. Geçiştirdiğimiz ya da geciktirdiğimiz her “sonra” paslı bir çivi gibi içten içe öldürüyor bizi.  İnsanlar gözlerinden yaşlanır derler. İşte zamanın ruhunu yakalayamamış onca insanın bakışıdır bizi ele veren. 

Hayatı yaşamaya üşenenler yahut cesaret edemeyenler.
Bir tercih hakkı varsa işte tam burası!
Haydi toplaşıp zamana hükmedelim diye beylik laflara gerek yok. Onun yolu belli. Ha bazen geçmez bazen yetmez orası ayrı.
Mesele senin onu nasıl değerlendirdiğin.
Şu saatten sonra neyi değiştirebilirim deme.
Unutma, üç saat erken, bir dakika geçten iyi!