21 Aralık 2013 Cumartesi

Şimdi Sen Düşün

             İnsan bir ömrü yaşar da nasıl yaşar? Neyle yaşar, kiminle kimlerle birlikte yaşar? Yeryüzünde milyonlarca insan, her birinin kendine ait hayatı, o hayatların başka hayatlarla etkileşiminin olduğu koskoca dünyada ne kadar küçük parçalarız aslında. İşin çıkılmaz yanı her bir parçası da apayrı bir dünya olması. Yani diyorum ki dön bir bak etrafına.seni çevreleyen onlarca hayat varken sen hangisinin farkındasın? Senin farkında olan kaç hayat var dön bir bak etrafına da cevap verebil bana. Ama önce daha sert bir soru soruyum mı sana? Onlarca hayatın cenderesinde savrulurken, ucundan kıyısından onlarca hayata dahil olurken sen, kendinin farkında mısın acaba?
          Hadi farkındalığa var mısın şimdi, burda? Yoksan boşver okuma, hiç merak etme sonrasını. Var olanlarla devam edelim biz şu minik sorguya. Sorgu dediğime bakma loş ışık altında çapraz ateşe tutmayacağız kimseyi. Ama bil, yüreğin feraha ulaşması için ateş iyi.
           Kıvılcımı tutuşturma vakti madem sor bakalım kendine etrafında kimlerle o benlik? Kimlerle arkadaş, kimlere dost demiş? Dost dediklerini bilmiş mi peki, hissedebilir miymiş  onların aklından geçenleri? Hayatına kimi niye almış mesela? Çıkarları uğruna harcamış mı birilerini? Egolarıyla ezmiş mi mazlumu? Zalimi şikayet ederken belki çapında en mazlum o?
Ne biliyim kimlere yardım etmiş şimdiye kadar? Yetim başı okşamış mı mesela yoksa hor mu görmüş insanları? Tepeden bakmış mı hiç birilerine ya da baktığında o tepenin inişini düşünebilmiş mi? Umrunda olmuş mu hayat? İnsanlar umrunda mıymış bir sor? Birilerinin köpeği olmuş mu? Köpek diyorum söyle alınmasın tabiri gözünde canlandırabilsin diye. Rant uğruna harcamış mı insanları? Ayağını kaydırmamıştır değil mi kimsenin? Kimsenin arkasından iş çevirip yüzüne gülecek kadar hain de olmamıştır. Oynamış mı hiç onu da sorsana. İlk aklına geleni demiyorum tabiki insanların yüzüne karşı binbir maskeyle çıkıp her birinde farklı rollere bürünmüş mü onu soruyorum. Çok moda ya şu an -mış gibi yaşamak. Her şeyi mış gibi yapanlarımız var ya hani. Seviyormuş gibi, özlüyormuş, ağlıyormuş, kızıyormuş, küsüyormuş, ilgiliymiş, üzgünmüş, çalışıyormuş, uyuyormuş... Amaan aklına gelebilecek tüm eylemlere koy işte -mış ekini. Şu ara çok moda.
          Neyse biz devam edelim ne diyorduk. Soruyorduk, bugun kendimize soruyorduk. Aklıma gelmişken sorsana kendini mutlu eden şeyleri biliyor muymuş? Neye güler , neye ağlar neye kırılır biliyordur değil mi? Mesela hangi şarkı da hüzünlenir, hangisinde neşesi yerine gelir? Sadece kendine özel zamanları var mıymış onu da bir sor. Kendi için neler yapmış şimdiye kadar ya da yapacakları için bir hayali var mı? Kıskanmayı sevmem de imrenmek güzel şey. Sor bakıyım imrendiği, heyecanlandığı şeyler neler? Hiç sevmiş mi mesela? Bir şey için ne kadar çabalamış? Kendini ne kadar zorlamış? Değmiş mi? Başardığı şeyleri de söylesin bize. Kendiyle gurur duymak güzel histir ama ben bir şey söyliyim mi sana sevdiği bir insanın başarısıyla gurur duymak çok ayrı bir erdemdir, çok ayrı br samimiyet. Hiç yaşamış mı bu duyguyu? Şunu da araya sıkıştırsana samimi ne demek onun için? Hayır bunu bilsin de yanılmasın sonradan. Çünkü bilirim insanlar can yakar. Hele ki samimiyim dediklerinin yaktığı candan öte bir şeydir. Eğer bunu sorduğunda yüzü ekşidiyse gitme üstüne onun zamanı değil daha ama söyle bilsin, zamanla ne samimiyet kalıyor ne de onun açtığı yara.
             Yine dağıttık konuyu.Bak aklıma ne geldi.Bu kadar soruyla afallamıştır şimdi o. Bu yazı arkası yarınlardan olsun. Önce güzel güzel şunlara bir cevaplar verelim olmaz mı? Hem bugün 21 Aralık, en uzun gece. Düşünmek için ne güzel bir zamanlama bence. En uzun gecede en uzun yalnızlığı yaşayalım hadi. Bir yandan cevapsız sorular, noktası konmamış cümleler, soru işaretleri dolu bir yazı. Yatak batmasa bari ya da batsın ya.Batsın da uykuya kaçmasın o cevaplar.Hadi bakalım neleri sığdırcaksın cümlelere, yoksa sıkıştığın yerde kalıcak mısın?
          Şimdi sen düşün, nasılsa
          Gece uzun...

2 yorum: