23 Aralık 2014 Salı

SEN BENİM ŞARKILARIMSIN

           Bugün sadece yatağıma kurulup film izlemek istemiştim. Elimde kahve birazcık keyif yapayım dedim. Ancak ne internetim müsade etti buna ne de her zaman yanımda olan dvdlerim vardı. Bir arkadaşımda varmış, şansıma. Onlarca film vardı içinde ben böyle keyfim yerine gelmiş hangisini izlesem havalarındaydım ta ki hiçbir filmin açılmadığını görene kadar. Amaaaan diye bir bıkkınlık geldiği an, müzikler diye bir dosya takıldı gözüme. İznimi alıp baktım içindekilere. Bir sürü dosya olunca iyi bari bununla oyalanıyım dedim. Oyalanma ki ne oyalanma! Hayatımın zaman makinesiymiş karşımda duran da haberim yokmuş.

              Aile etkisi ya da biraz daha fazla abi efekti diyebilirsiniz, bizdeki müzik arşivi biraz tuhaftır. Öyle tek bir tür dinlemeyiz biz. Ruh haline göre her an her şey çıkabilir buradan. Aaa müthiş bir şarkı dediğiniz şeyi söylerken de bulabilirsiniz, tüü pis kaka dediğiniz bir şarkıyı söylerken de. Pop, sanat, halk, rock, caz, yerli-yabancı vs. Aklına gelebilecek her türden bir şeyler dökülebilir dilimden. Anlayacağınız bütün yöreleri hatta bütün dünyayı bir şarkıyla gezebilirim. Sizde de öyle değil midir, şarkılar ruhunuzu alıp uzak yerlere götürmez mi? Sahiplenmez misiniz şarkılarınızı? "durun durun bu benim şarkım" diye kaç defa bağırdınız bir hatırlayın. Avazınız çıktığı kadar söylediğiniz şarkılarınız oldu. Söylerken kimsenin umrunuzda olmadığı, sadece sözleri yaşadığınız, mutlu olduğunuz, neşelendiğiniz. Bazen de dinlemeyi yasakladığınız şarkılarınız oldu hepinizin. Tek nağmeyle paramparça olduğunuz. Bazıları da usul usul kaybetti sizi nağmelerinde. Dinlerken derinlere çekti, tıpkı işin içinden çıkamadığınız anlar gibi. Aşıkken başka, ayrılıkta başka, nefrette bambaşka. Söylerken ses tonun bile değişir hatta, bağırırsın kocaman kocaman çığlıklarınla. Bazen sessizce dinlersin, yeri gelir gizlice gözyaşlarını silersin. Ama sözlerine saatlerce güldüğün şarkı da olur, sözlerinden ders çıkardığında. Bazen bir kemanın sesindedir nağme bazen de bir udun. Tambur canını köz eder, bazen de bateri vuruşunda atarsın tüm stresini. Bazen solist olursun elinde bir tarak, bazen de gitarist elinde vileda sopasıyla. Haydi eller havaya dediğin anlar olur bomboş oda da ya da kalabalık arkadaş grubunda. Bazı şarkılar tek kişiliktir mesela. Bazılarıysa kalabalıkta güzeldir. Yalnızken dinlediğin sana özel, diğerleri birer paylaşımdır aslında. Bazen yol arkadaşındır şarkılar, bazen sırdaşın. Yeri geldiğinde ne hissediyorsan anlayabilir seni, bir melodide kilitleyebilir tüm benliğini. Bazen de umrunda olmaz ne hissettiğin, dostunun diyemediğini çatır çatır söyler yüzüne. Afallatır insanı şarkılar. Hiç beklemediğin bir anda hiç beklemediğin bir zamanda allak bullak eder. Her şeye musallat olan yaramaz çocuklar gibi. Her şeye bir cevapları, yapacakları bir yorumları var. Mesela ayrılıklar. Çok basit aslında, tabi şarkılar olmasa. Ben çok gördüm şarkıların sebep olduğu bunalımları, hayal kırıklarını. Ha şunu da gördüm sakin sakin sevinen bir grubun 9/8'lik bir nağmeyle coştuğunu, moralin bozukken seni toparlayan şeyin sevdiğin bir şarkı olduğunu. Ne biliyim tek bir şarkıyla aşka gelip her şeyi yapabilme gücünü. Yahu herkesi bırakın ben mehter marşıyla sınava girerdim. Okulun ilk günleri "destuuuur" sesiyle çınlardı odalar.  Şimdi bir düşünün bizden başka böyle şarkılarda yaşayan kaç millet vardır? Ne haberler gördü bu insanlar, o şarkılara neyi mal ettiler, neyi kurban ettiler, kaç hastayı tedavi ettiler, kaç kişinin yüzünde gülücük, kaç kişinin gözünde yaş oldu bu şarkılar. Siz bakmayın şarkılara yüklenen ideolojilere. Tamamen insani, her şey tamamen bizden. Çünkü hiç bir dilde yok bunun karşılığı. Çünkü hiçbir şey böyle etkileyemez insanı. Hiçbir şey saniyeler içindeki bu etkiyi açıklayamaz. Hiçbir şarkı söylenmek istenileni böyle güzel anlatamaz. Hangi dilde olursa olsun...

         İnsan üzerinde muazzam bir etkisi olan o şarkılar var ya bugün beni alıp çocukluğuma götürdü. Oradan aldı yavaş yavaş tekrar büyüttü. Süzüle süzüle geçen onca yılı yaşadım tekrar ve bunların hepsi Hilal film izleyemedi diye oldu. İyi ki cümleler kurarız ya hep, ben bugün iyi ki o filmler açılmamış dedim. İyi ki izleyememişim de duygudan duyguya sürüklenmişim. Her bir şarkı efsunlu bir sır gibi geçmişe dair şeyleri hatırlattı bana. Kimsenin bilmediğini zannettiğim binlerce şarkıyla şaşırmanın doruğuna vardım. Bir şarkıda hüzün yaşı akarken gözümden diğerinde gülücükler saçtım. Şimdi desem ki "yoğurt koydum dolaba" türküsü duygulandım, ne alaka dersiniz. Ama öyle değil işte. Dünyanın bütün çiçekleri gibi her birinin hissiyatı ayrı. Kerkük türküsünde yüreğiniz sızlar ama nağmesinde neşelenirsiniz. Sizin damar dediğiniz şarkılar arkadaşlar arasındaki en komik sahnelerdir. O gırtlağı yapabilmek için neler denersiniz. Hüzzam, hüseyni de durulur, Rast makamında kıpırdamaya başlarsınız. A little less conversation dinleseniz mesela yerinde duramazsınınız. İtalyan bir ezgide örneğin Lasciate Mi Cantare'de Akdeniz'in bütün sıcaklığını, Ella Ella da Karadenizin hoyratlığını, bir efenin diz vuruşuyla Ege'nin yiğitliğini, doğunun heybetini ne bileyim işte diyar diyar gezip her birinde kendinize ait bir şeyler yakalayabilirsiniz. Şarkılar size bu imkanı verir. Yıllardır anlatmaya çalıştığım şey de tam olarak bu. Kimsenin tekeline almadığı nağmelerde, sözlerde buluşmak, buluşabilmek.. 

               İşte ben bugün beni anlayan bir insan yakaladım. Yahu nerden biliyor bunları diye diye bütün arşivi taradım. Her defasında da ağzım açık bakakaldım. Arka bahçeme girilmiş gibi hissettim önce sanki bütün şarkılar benimmiş gibi. Bakın yine sahiplendim değil mi:) Halbuki paylaşınca ne güzel oluyormuş, paylaşabildiğinde daha da kıymetleniyormuş o kimsenin bilmediği tozlanmış raflardaki şarkılar. O yüzden bu gece bütün teşekkürlerim o güzel yürekli arkadaşıma. Gizlendikleri yerden bulup çıkarabildim onun sayesinde. Hatrımdan çıkmış onca güzel anıyı renklendirdim o şarkıların nağmesinde, tamburun sesinde, dedenin nefesinde, bağlamanın telinde. Saksafonda bile yaşayan bir şeyler buldum inanın, bangır bangır müziğin içinde koşarak yanıma geldi anılar. Ben bu akşamdan çok keyif aldım, bir filmin veremeyeceği kadar. Şimdi arşivden göz kırpıyor onlar.Laf olsun diye arşiv demiyorum bu arada, sadece tarayarak 200.000 şarkı tutabildim kendimde. Toplayanın da, düzenleyenin de eline yüreğine sağlık ne güzel bir şey yapmış bize dair. 
              AAA! Az daha unutuyordum. Yazıya başlarken sesini kısmıştım müziğin.Çalan şarkı yazının ismi olacaktı. Bakalım hangi şarkı sahnede yerini almış? Buyrun efendim birlikte dinleyelim...

SEN BENİM ŞARKILARIMSIN..


Sırada ne mi var? Bilmem. Rastgele modunun paşa keyfi hangisini isterse o..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder