18 Ocak 2014 Cumartesi

ne diyim ben size

      18 Ocak... Hayatımda ki efsane hikayelerin anlatıldığı, ailemin minik bir sürprizle bana kavuştuğu ve o kucağa alınan ilk anın her yıl uslanmadan canlandırıldığı, şenlikli, biraz vukuatlı ama çok şükür genellikle ağız tadıyla geçen bir gün. Özel günlerin insanlar arasındaki diyaloğu pekiştirdiğine inananlardanım. Ama önem verdiğim şey gün değil, onu paylaşabildiğin insanlar. Bir şeyleri paylaşabildiğin, ne biliyim işte o anı yaşayabildiğin insanlar olmasa ne önemi var ki günlerin, farkı ne ki diğerlerinden? İşte ben şu an o farkı anlayabileceğim bir odadayım, onlarca fotoğrafta bana eşlik ediyor. Onlarca insanın güzel dileklerini okumak keyifli. Oda arkadaşlarımın 00.00 da şen seslerini duymak, kocaman gülücükleriyle iyi ki varsın dediklerini bilmek güzel. bir sürü kişinin aklına gelmek bile verilen öneme değer. 
         Geçen yıl "ben bugünlerde anlarım bazı şeyleri" demişim. Bir şeyler yazmışım hatta bununla ilgili. Kişi analizi gibi düşünmeyin bunu. insanla ilgili kararları vermek böyle günlerin haddi değil, o kadar değil. Ama hissettirdiği çok farklı bir şey. Çabuk mutlu olabilen biri içinse gerçekten keyifli. Ben geceden başladım bu keyfi yaşamaya. Dedim ya oda arkadaşlarım diye onların sesiyle uyandım mesela. Olayı idrak ettikten sonra da çok güldüm. sonra düşündüm kendi kendime. İçimde bir yerlerde büyümemiş olan hilalin yanaklarını sıktım mesela, iyi ki doğdun kız dedim. iyi ki doğmuşsun ve böyle güzel insanlar gelmiş etrafına. Şükredebileceğin ailen var yanında, canların var ne biliyim güzel dostluklar, arkadaşlıklar var dedim. bir mutlu ettim onu. deli midir nedir diye geçmesin aklınızdan önemlidir insanın kendiyle konuşabilmesi, hesaplaşabilmesi güzeldir. Sonra bir şey oldu, hiç aklımda yokken yapılan bir şey etkiledi beni. Hesaplaşma öyle devam etti işte, içimde sessiz bir sevinç daldım gittim öylece. O yüzden diyorum ya günlerin çok bir önemi yok hissettirdiği, paylaşabildiğin şeyler önemli diye. Mutlu olmak kolay iş derim hep. İşte bu mutluluğun en güzeli paylaşabildiğin şeylerde gizli. Mesela ben aylar önce yazdığım bir şeyi melodili olarak karşımda görünce mutlu oldum. Bir gramofon sesinde huzur buldum, ucuna iliştirdiği kağıtta yazılanlara çok güldüm, duygulandım. En güzeli kısmet olur mu bilinmez ama 10 yıl sonrasının hayalini kurdum aklımda. İnsanların yıllar sonra bile yanında görmek istediği kişi olmak gerçekten iyi hissettiriyor. Duygusal olduğumu biliyorlar ya ondan hep canıma kastediyorlar. işte gözler nemli yazıyorum bende böyle bunları:)) 
           Gelelim günün olayına. Bugün özlemekten yorulduğum canlarla buluşacakken ani bir telefonla biraz da yüreğim ağzımda eve dönmek zorunda kaldım. Biraz cinliğim tuttu erken çözdüm olayı ama olsun.
           Salya sümük kapıdan girmemi bekleyen ciğerimin köşesi üç insan( biri ispanya'da). yahu ben ne diyim size... Ne diyim de anlatabiliyim o duyguyu. O an çok karambole geldi evet ama bilin ki yeriniz çok ayrı. O kadar özel bir yere koymuşum ki sizi, o kadar benimsemişim ki. Kocaman yürekten bir şeyler diyorum size. ve siz eminim hissettiniz ne söylediğimi... cesur yürekli insanları bulmak zor, o yüreği sevgiyle doldurabileni, paylaşabileni bulmak çok zor. Siz koca yürekler iyi ki varsınız hayatımda, iyi ki yanımdasınız. Ve inşallah hayatım boyunca da başımın tatlı belaları olarak hep orada kalacaksınız...
          Ve diğer canlar size de kocaman bir teşekkür ederim, yürekten!
          Şimdi odam oyun bahçesi gibi ve etrafımda güzel anların fotoğrafları. Çocuk Hilal orda şimdi.Fotoğraflara bakınca aklına gelenlere gülüyor, bir yandan balonları havalandırıyor anlayacağınız bugün yaramazlık hakkım çok kişilik:))
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder