25 Mart 2018 Pazar

HAYAL ÜRÜNÜ


Eskiler bilir, ben lisedeyken iyi bir eşit ağırlık öğrencisiydim. Gel gelelim “büyüyünce ne olacaksın” sorusunun cevabı benim alanımda değildi. Öyle olunca o yaş için çok “radikal” bir karar aldım ve matematik çalışmıcam ben edebiyat öğretmeni olmak istiyorum dedim.
Ailem anlayışla karşıladı fakat öğretmenlerim bunu önce kabullenmedi. Matematik çalış diye odalara kapatıp test mi çözdürmediler, hukuk seveyim diye cübbeli Hilal’i mi hayal ettirmediler(ki edemiyordum) neler neler...
En son biri rehberliğe haber salmış şu kızı al karşına bir konuş saçma saçma iş yapmasın diye.
Velhasıl kelam, çağırdılar beni gittim görüşmeye. Rehber öğretmenim “Hilal gözünü kapat ve 20 yıl sonra nerede olduğunu anlat bana dedi. Kapattım gözümü. Düşündüm.
Tiyatro sahnesinin önünde öğrencilerimle prova yapıyordum. Artık nasıl anlattıysam gözümü açtığımda kadıncağız sevgiyle baktı bana. “Kimseyi dinleme kızım, sen edebiyat öğretmeni ol” dedi.
Oldum da, dereceyle çıktım o yapamaz dedikleri sınavdan. Hayalimin okulunu bitirip edebiyat öğretmeni oldum.

Dün, daha yolun başındayken, o gün rehber öğretmenime anlattığım hayalimi yaşadım. Yapamam hocam ben diyenlerin hepsi sahnede döktürdü. Benimsediler bir şeyleri, sahip çıktılar. Emek verdiler, uğraştılar. O “ben nasıl yapıcam” diye karalar bağlayan gençler, “Hocam bir daha ne zaman böyle bir şey hazırlarız” diye şimdiden meraklılar. 
Çok sevdiler, kendilerini iyi hissettiler. 

Biz öğretmenler, onları böyle görmekten gurur duyduk, eğlendik, onlarla biz de öğrendik.
Şu aşağıda gördüğünüz fotoğraflar var ya, hepsi hayal ürünü.
Çünkü biliyorum hayal etmezsen, hayatında onun yeri olmayacak.
Sen hayal etmezsen kimse senin için çabalamayacak. Ruhsuzlar kervanına katılıp gideceksin sen de 
Unutma, Güzel günler her zaman sana gelmez bazen de sen ona yürüyeceksin!



İşte bu da benim lise sıralarında kurduğum bir hayalin yolculuğuydu.
Önüme çıkan onca engele rağmen ben ona adım atmayı seçtim.
Şimdi olduğum yerden izliyorum dünyayı
Ve fısıldıyorum kendime
 İyi ki Hilâl, iyi ki öğretmensin...

(Hani hocam ben yapamam diyorsunuz ya, hayal kurun gençler. Kurduğun hayale sahip çıkarsan birkaç yıla bana oradan el sallarsın. 
Daha zaman var, haydi!)


22 Mart 2018 Perşembe

ŞİVLİLİK! AN İTİBARIYLA KONYA SOKAKLARI ÇOCUKLARIN


     Konya’dan bildiriyorum
    Saat 08.00 itibariyla(ilk zil bu saatte çaldı, normalde kalk desen tövbe kımıldamazlar)
    Bütün sokaklar çocukların egemenliğinde.

    Konya dışında pek bilinmez. İçinizden o ne o’la ki diyenleriniz vardır belki hemen açıklayayım.
   Üç ayların başlangıcı olan Recep ayının ilk perşembe günü şivlilik yapılır. Regaip kandili günü, sabahın erken saatlerinde mahalledeki 3-12 yaş arasındaki kız ve erkek çocukları sokak başlarında toplanarak ilk kapıdan başlamak üzere kapıları birer birer çalarak açılmasını beklerler.
Erkeksen açma...!
  Zil çaldıktan birkaç saniye geç açılsın anında kapı gümbür gümbür vurulur. Bazen bu güzel gümbürtüyü(!) duymak için kapıyı geç açınca yumurcakların fırçasını yeriz. Hemen arkasında meşhur maniyi söylerler;
"Şivli şivli şişirmiş,
Erken kalkan pişirmiş,
İki çörek bir börek,
Bize şivlilik gerekkk..!!ŞİVLİLİKKKK...!!!”

Günümüzde maniler biraz azalsa da şeker için “kapı çalma” gücünde hiçbir eksiklik yok Allah’a şükür😂   

      









Çocukken nadir şeye aşkla bakabiliyorsunuz. İşte bu şeker olur, oyun olur, çikolata olur. İşte öyle bir gün şivlilik. Size o gün kimse tamam yeter, çikolata yeme demez. Siz de bir oturuşta hepsini bitiremezsiniz zaten çünkü toplayıncaya kadar canınız çıkmıştır. Normalde hüüp diye ağzınıza atacağınız çikolatayı gıdım gıdım yersiniz. Mahalle kazan siz kepçe çikolata için basmadığınız kaldırım taşı kalmadığından, e hemen bitirmeye de gönlünüz el vermiyor haliyle.














Ben birazcık şanslıydım o konuda. Abimin menzili daha geniş olduğu için doldurduğu poşet sayısı daha fazla olurdu. “Beleş” alışveriş yaptımm diye sokağın başından gelirdi, yavrum evde bir şeker canavarı olduğunu unutarak...
Halam anlatır. “Toplananları divanın altına saklardık, Hilal divanin altina girdigi zaman ayagindan tutar çıkarırdık diye”😂
~~~~
Büyüdükçe algım değişti tabii de o poşeti ortaya döküp en sevdiklerinden yemeye başlamanın heyecanı hala içimde
Bir de,
sokaklar çocukların olsun be...
Sessiz, kimsesiz olduktan sonra o şık binalarla dolu sokakların hiçbir değeri yok inanın.

zrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr zrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr!!!
“Tamaaam geldiiimmm!!!!”
yine bir afacan zili kökledi. 
Ben kaçıyım, çocuklar şeker bekler.

Haydi herkese hayırlı kandiller🎉😇